Bizim takımda evimizin 1 numara prensesinden sonra bir minik hanımefendisi daha var. Üç yaşında bir İran Kedisi(Persian),aileyi yavaş yavaş tanımaya başlamışken ondan söz etmezsem alınır.İsmi ;renginden dolayı SUSAM.
Henüz küçük ama bilmesi gereken kurallara olabildiğince riayet eden,keyfine düşkün ,neredeyse tüm gün uyuyan bir güzel, “miskin güzel” yani kısacası.
Genelde” sakin huylu bir-yere-bırak-orada-yatsın-beklesin tarzı kedilerdir” diye tarif edilir .Tek sorun uzun mu,uzun tüyleri. Basık suratlarında sürekli bir memnuniyetsizlik ifadesi taşırlar, ama yine de yorucu bir günden sonra koltuğa uzanıp kucağınızda yatan bu somurtuk şebeği severek tv izlemek gibisi yoktur.
Hergün bakım ister bu prenses,tüyleri uzun olduğu ve düğümlenme olasılığı çok olduğundan hergün bir posta ısırılmayı da göze alarak hanımefendinin tüylerini fırçalarız.Isırığı çok acıtmıyor ama,bol bol ağlıyor fırçalanırken.
Bazen de ne kadar düzenli fırçalarsanız fırçalayın bir düğüm olur ki
o tüyler, açmak mümkün olmaz..İşte o zaman ısırdığı yeri çook actır.Bu sebeple kuaförüne gidir hanımefendi , komple traş olupgelir, sonra da minyatür bir aslan misali ev de sarkık göbeği ile dolaşıp durur.
Bir yerde şöyle yazıyordu bu cins kediler için ,çok gülmüştüm.”En düşük süreli stand by a sahip kedilerdir. Hareket olmayan ortamda ortalama 2 dk içinde sleep moduna geçerler” Bundan daha iyi bir anlatım olamaz.
Bizim takımın diğer üyeleri ile oldukça iyi anlaşırlar,birlikte televizyon seyretmek, dondurma yemek ve uyumak en büyük keyifleridir..Bayılır gerinmeye,bir de tüyleri uzun olduğunda serinlemek için taşta yatmaya..Yüz yukarı, kollar başın her iki yanına açık, bacakları sağa ve sola açık biçimde,ölü taklidi yapar gibi ama bir gözü açık.Yıkanmayı çok sever.Saklambaç oynamayı da .Ne zaman bir yere gitmeye kalksak ,sanki hisseder ve saklanır.Tabi onu bulmadan evden çıkamak mümkün olmaz bir türlü.
Ha! bir de çok meraklı ! Kapı çaldı mı herkesden önce kapının önünde..Kapı açılsında ,kim geldi görsün....Gelen yabancı ise o zaman da pırrr en yakın dolabın içine. Gelen kişi gidene kadar da orada saklanır haspam.Sanki gelen ona geldi..Ya da görücü geldi ..Biz saklanırdık ya hani o geldi birden aklıma!!
Bizimkiler bayılır ,anne onu getirsin,bunu getirsin..Aaa! Bir de farkettim ki Susam Hanım, bizim diğer takım üyelerine uyum sağlamaya başlamış çoktan...Mama kabında maması bitti mi..bi patlatıyor patisiyle, mama kabı güm duvara,ya da öbür tarafa... Arkasından bir Maaww!
Acaba yanılıyormuyum diye bir süredir olayı takibe aldım.Bilhassa kabı boşalana kadar hiç mama koymuyorum.
Acaba yanılıyormuyum diye bir süredir olayı takibe aldım.Bilhassa kabı boşalana kadar hiç mama koymuyorum.
Hayır,yanılmamışım..Kap boşalınca bir patlatıyor ,kap kayarak gidiyor..ve Maaww!
Eyvahlar olsun !! 2’ydiler..3 oldular...
3 yorum:
Aysebebek hala gormek firsat olmadi bana su sizin susami farkinda misin?
yazin hep direk kusadasi yaptigimizdan olsa gerek...
bu sene birkac gun de izmir'de kalacagim; o zaman isirmak nasip olur insallah bana somurtuk surati...
cok guzel anlatmissin
mucxxxxx
Tüylerinde kaybolur insan bu şakın ve güzel şeyin...
Kubilay
eeeeeeeeee? sonra?
Yorum Gönder