İzmir’den Selçuk’a gidecek olursanız, Selçuk’a gelmeden otobanın sağ tarafında yüksekteki artık harabolmaya yüz tutmuş kaleyi rahatlıkla görebilirsiniz.
Efsane söyle;
Çok eski zamanlarda Selçuk - Belevi yöresinde bir kral yaşarmış. Kral karısı ve kızı ile çok mutlu bir hayat sürerken bir gün karısı ölmüş. Karısı ölünce tüm sevgisini kızına vermiş.Onu herkesten korumak için o yörenin en yüksek yerine bir kale yaptırmış. Korumaları için birçok askerle birlikte,kızını o kaleye yerleştirmiş.
Kızın güzelliği dillere destanmış. O yörede yaşayan bir çoban, kızı görmediği halde kıza aşık olmuş. Ama kıza ulaşmak imkansızmış. Çoban, tüm sevgisini kavalı ile dile getirmeye başlamış. Her gün saatlerce prensesi düşünerek kaval çalar ve ona ulaşamadığı için üzülürmüş. Bir gün yine kaval çalarken ağacın dalına bir güvercin konmuş. Çoban güvercinle dost olmuş, tüm dertlerini anlatmış.
Efsane söyle;
Çok eski zamanlarda Selçuk - Belevi yöresinde bir kral yaşarmış. Kral karısı ve kızı ile çok mutlu bir hayat sürerken bir gün karısı ölmüş. Karısı ölünce tüm sevgisini kızına vermiş.Onu herkesten korumak için o yörenin en yüksek yerine bir kale yaptırmış. Korumaları için birçok askerle birlikte,kızını o kaleye yerleştirmiş.
Kızın güzelliği dillere destanmış. O yörede yaşayan bir çoban, kızı görmediği halde kıza aşık olmuş. Ama kıza ulaşmak imkansızmış. Çoban, tüm sevgisini kavalı ile dile getirmeye başlamış. Her gün saatlerce prensesi düşünerek kaval çalar ve ona ulaşamadığı için üzülürmüş. Bir gün yine kaval çalarken ağacın dalına bir güvercin konmuş. Çoban güvercinle dost olmuş, tüm dertlerini anlatmış.
Prenses için yazdığı mektubu prensese ulaştırmasını istemiş. Güvercin mektubu alıp uçmuş,
prensesin penceresine konmuş.
Pencerede kuşu gören prenses çok sevinmiş. Güvercini eline alınca ayağındaki mektubu görüp okumuş. Prenses de görmediği, hiç tanımadığı halde mektubu gönderen çobanı sevmiş. Hemen cevap yazıp güvercinle göndermiş.
Bu böyle sürüp gitmiş.
Çoban prensesi görmeyi çok istiyormuş, ama ne mümkün! Bir gün karşısına bir dede çıkmış.
Çobana derdini sormuş, çoban da derdini anlatmış. Dede çobana prensesi görmesi için neler
yapması gerektiğini söylemiş. Çoban dedenin dediklerini yapmış.
Akşam olunca keçilerinin her iki boynuzuna da fener bağlamış, kaleye doğru keçileri sürmüş.
Kaledeki askerler, boynuzlarında fenerlerle kaleye doğru gelen keçileri görünce düşman askeri sanıp, kalabalıklığından korkup kaçmışlar. Çoban da prensesine kavuşmuş.
Çoban prensesi görmeyi çok istiyormuş, ama ne mümkün! Bir gün karşısına bir dede çıkmış.
Çobana derdini sormuş, çoban da derdini anlatmış. Dede çobana prensesi görmesi için neler
yapması gerektiğini söylemiş. Çoban dedenin dediklerini yapmış.
Akşam olunca keçilerinin her iki boynuzuna da fener bağlamış, kaleye doğru keçileri sürmüş.
Kaledeki askerler, boynuzlarında fenerlerle kaleye doğru gelen keçileri görünce düşman askeri sanıp, kalabalıklığından korkup kaçmışlar. Çoban da prensesine kavuşmuş.
Durumu öğrenen kral, önce çok kızmış ama sonra onların birbirlerine karşı olan sevgilerini görünce çoban ile prensesi evlendirmeye karar vermiş. Onlara güzel bir düğün yapmış. Selçuk yakınlarındaki kalenin adı da “Keçi Kalesi” olmuş.
5 yorum:
Oradan her geçişimizde bu efsane/aşk hikâyesi gelir aklıma. Ne çoktur değil mi bu türden hikâyeler?
Teşekkürler hatırlattığınız için :)
anaaaa.. ben onu oyle bilmiyodum...
Selam ban bir izmir'li olarak bu hıkayeyı böyle bilmiyordum,zamanın kralı düşman askerlerine karsı keçılerın boynuzuna mumlar takmış,düşmanı bu şekılde korkutmuşlar.kım bilir nasıl olmuştur bu tıp mıstık çağlarda yaşananlar hep dıkkatımı çekmiştir.Mesela meryem ananın mezarı??????
Selçuk Kalesi Saint Jean (Aziz Yuhanna) Kilisesi'nin kuzeyinde, tepenin en yüksek kısmında bulunan iç kale, son zamanlarda yapılan araştırmalara göre Efes'in ilk yerleşme yerinin üstünde yer almaktadır. Bugün görülen sur duvarları Bizans, Aydınoğulları ve Osmanlı dönemlerine aittir.
Selçuk Kalesi
öğretmenimden bu yüzden 100 aldım
Yorum Gönder