BENİM SERVİM
Servi ağacını mutlaka görmüşsündür!
Her zaman geçtiğin yollardan birinde mevcuttur. Sadece bakarsın, orada bir ağaç olduğunu bilirsin ama görmezsin.Bu ne ağacı dendiğinde belki cevap dahi veremezsin.Bir şekilde konusu gündeme gelince, görüntüsü bile gözünün önüne gelmez …
Farkındalığınızın ne kadar zayıf olabileceği ihtimali bir anda beliriverir beyninin bir yerlerinde.
Farkındalığınızın ne kadar zayıf olabileceği ihtimali bir anda beliriverir beyninin bir yerlerinde.
İşte bana da öyle oldu.
Yazlık bahçemin karşısında duran dev serviyi, bütün yaz görmeme rağmen, sözlüğe bakınca” minik futbol topuna benzer kozalakları vardır(TDK)”tarifi; onu hatırlamama ve dünden beri her gün geçtiğim yolda servi ağacı aramama sebep oldu.
Servi ağacı kendini bana hatırlatınca; yazın tepesinde yaşayan, sürekli aceleci -aceleci koşuşturan, arada bir kendini gösterip sonra hemencecik kaybolan sincabı da hatırlatıverdi anında .
Servi ağacı kendini bana hatırlatınca; yazın tepesinde yaşayan, sürekli aceleci -aceleci koşuşturan, arada bir kendini gösterip sonra hemencecik kaybolan sincabı da hatırlatıverdi anında .
Mutlu oldum ne yalan söyleyeyim!
Sonra başka şeyleri de hatırladım birdenbire.Yaz esintisinin tatlı temasını, gölgesinde koşturan, bisikleti ile serinlemek için beş dakikalığına da olsa servinin altına park edip”Anne suuuuu!Hadi çabuk !!” bağırışları ile güneşten kapkara olmuş oğlumu,laflayan komşu hanımları.Farkettim ki en yakın komşum servi ağacı 30 senedir orada..
Zamanında bizim yaşlarımızda anne-babalarımıza,genç kızlığımıza,kikirdemelerimize,birbirimize attığımız, vücudundan ayırdığı kozaklarlarının bize eğlence olmasına , bebelerimizin doğumuna,ilk adımlarına,sevinçlerimize , sevgili babamın ve nicelerinin oracıkta yaşanan,kaybına,hüznümüze ve daha bir sürü şeye şahit olmuş.
Bir gün bir dostum bana “Servi Ağacı” demeseydi, hayatımızın aslında bir parçası olarak yaşamına oracıkta devam eden,bizimle yaşlan o ağaca belki birgün bile ona dönüp bakmayacaktım.
Bugün, geçtiğim yerlere; acaba daha nelerin farkında olmadığımı ve neler kaybettiğimi anlamaya çalışırcasına baktım.
Baktım da kaldım, bu güne değin fark edemediğim her şey için üzülerek!